Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık Canan Domurcaklı

Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık

Sabah diye söyleyeyim. İşte böyle bir yerdeymişiz; “Baydığın Başında Duman Irımaz”, “Asri Gurbet Harap etmiş Köyümü” gibi bir yerde. Bizim köy lavanta çiçeklerine gömülüymüş. Nanedenmiş bütün börtü böcek sesleri,...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
79,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 10,08TL
9786257233019
1204859
Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık
Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık
79.20

Sabah diye söyleyeyim. İşte böyle bir yerdeymişiz; “Baydığın Başında Duman Irımaz”, “Asri Gurbet Harap etmiş Köyümü” gibi bir yerde. Bizim köy lavanta çiçeklerine gömülüymüş. Nanedenmiş bütün börtü böcek sesleri, çerçilerin ayak izleri. Kadınlar omuzlarına reyhanlardan boyunduruk takıyorlarmış. Bu yüzden eflatunmuş su sesleri; gürül gürül, kırmızı damarlı, bir yangına boyanmış gibi. Hani bir tutam kekikmişim de yağın içinde yavaş yavaş yanışımı, yanarken kokumun havada dağılışını, başka bir bedenle kedilerin tırnağına, karıncaların kanadına yapışıp bal, kaymak sandıklarında soluk alışımı izliyormuşum desem... Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bizim köy lavanta çiçeklerine gömülüymüş. Canan'ın dili öyle güzel şeyler söylüyor, eli öyle güzel şeyler yazıyor ki, öykülerin o sarhoş eden hüznü ve aşk dolu kalbi sizi sarıp sarmalıyor. Bir türküden öteki türküye atıyor sizi. Adres ararken aradığını unutuyor, sohbet ederken dalıp gidiyor, Anadolu'nun iç sesi oluyor yer yer, bize insan olduğumuzu hatırlatıyor…



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257233019
Boyut:
13 x 19,5
Sayfa Sayısı:
112
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

Sabah diye söyleyeyim. İşte böyle bir yerdeymişiz; “Baydığın Başında Duman Irımaz”, “Asri Gurbet Harap etmiş Köyümü” gibi bir yerde. Bizim köy lavanta çiçeklerine gömülüymüş. Nanedenmiş bütün börtü böcek sesleri, çerçilerin ayak izleri. Kadınlar omuzlarına reyhanlardan boyunduruk takıyorlarmış. Bu yüzden eflatunmuş su sesleri; gürül gürül, kırmızı damarlı, bir yangına boyanmış gibi. Hani bir tutam kekikmişim de yağın içinde yavaş yavaş yanışımı, yanarken kokumun havada dağılışını, başka bir bedenle kedilerin tırnağına, karıncaların kanadına yapışıp bal, kaymak sandıklarında soluk alışımı izliyormuşum desem... Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bizim köy lavanta çiçeklerine gömülüymüş. Canan'ın dili öyle güzel şeyler söylüyor, eli öyle güzel şeyler yazıyor ki, öykülerin o sarhoş eden hüznü ve aşk dolu kalbi sizi sarıp sarmalıyor. Bir türküden öteki türküye atıyor sizi. Adres ararken aradığını unutuyor, sohbet ederken dalıp gidiyor, Anadolu'nun iç sesi oluyor yer yer, bize insan olduğumuzu hatırlatıyor…



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat