Çağdaş Alman Sinemasında Türkler Akın Ergökçen

Çağdaş Alman Sinemasında Türkler

“Ne güzel başlamıştı, Türk işçisi kitleler halinde, davul, zurna ile uğurlanıyor, Almanya'da da konuklar geldi, diye çiçeklerle karşılanıyorlardı.Ancak, konuk da dense onlar işçiydiler ve bu özellikleriyle Alman toplumuna...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
58,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 7,48TL
9786059712989
894676
Çağdaş Alman Sinemasında Türkler
Çağdaş Alman Sinemasında Türkler
58.80

“Ne güzel başlamıştı, Türk işçisi kitleler halinde, davul, zurna ile uğurlanıyor, Almanya'da da konuklar geldi, diye çiçeklerle karşılanıyorlardı.
Ancak, konuk da dense onlar işçiydiler ve bu özellikleriyle Alman toplumuna katıldıklarında konumları da değişivermişti. Yaşam biçimleri, kültürel farklılıkları, dil bilmezlikleri yanında, çalışmak zorunda kaldıkları alanlara bakarak aşağılanan, horlanan kişilere dönüşüverdiler kısa sürede. Tüketimlerini, para biriktirme amacına en uygun -yani en düşük- düzeyde tutuyor, buna karşılık, birlikte getirdikleri aile / toplum ilişkilerine, değerlerine sımsıkı sarılmak zorunda kalıyorlardı.


Çok geçmeden Alman toplumu içinde aykırı, dahası yaban kesimler oluşturmaya başladılar. Bulabildikleri işi yitirme korkusu bir yana, bu davranışları ile de sömürüye, baskıya daha açık duruma geldiler.



Bilim adamları, araştırmacılarla birlikte, hangi ırktan, dilden, dinden olursa olsun, sanat insanının uzun süre duyarsız, tarafsız kalamayacağı yeni ve alabildiğine sorunlu, acılı ilişkiler ortaya çıkmaya başlamıştı. Ezilenlerin, acı çekenlerin bulunduğu bir ortamda sanatçının uzun süre gündeme uzak kalması düşünülebilir miydi?”



(Tanıtım Bülteninden)



Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786059712989
Boyut:
14 x 20
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

“Ne güzel başlamıştı, Türk işçisi kitleler halinde, davul, zurna ile uğurlanıyor, Almanya'da da konuklar geldi, diye çiçeklerle karşılanıyorlardı.
Ancak, konuk da dense onlar işçiydiler ve bu özellikleriyle Alman toplumuna katıldıklarında konumları da değişivermişti. Yaşam biçimleri, kültürel farklılıkları, dil bilmezlikleri yanında, çalışmak zorunda kaldıkları alanlara bakarak aşağılanan, horlanan kişilere dönüşüverdiler kısa sürede. Tüketimlerini, para biriktirme amacına en uygun -yani en düşük- düzeyde tutuyor, buna karşılık, birlikte getirdikleri aile / toplum ilişkilerine, değerlerine sımsıkı sarılmak zorunda kalıyorlardı.


Çok geçmeden Alman toplumu içinde aykırı, dahası yaban kesimler oluşturmaya başladılar. Bulabildikleri işi yitirme korkusu bir yana, bu davranışları ile de sömürüye, baskıya daha açık duruma geldiler.



Bilim adamları, araştırmacılarla birlikte, hangi ırktan, dilden, dinden olursa olsun, sanat insanının uzun süre duyarsız, tarafsız kalamayacağı yeni ve alabildiğine sorunlu, acılı ilişkiler ortaya çıkmaya başlamıştı. Ezilenlerin, acı çekenlerin bulunduğu bir ortamda sanatçının uzun süre gündeme uzak kalması düşünülebilir miydi?”



(Tanıtım Bülteninden)



Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat