İki Cami Arasında Aşk Asyacan Nermin Devrimci

İki Cami Arasında Aşk - Mihrimah'ın İhaneti Mihrimah'ın İhaneti

Yüreğinin buz bağlamış bağından, sanki günden güne buharlar fışkırıyordu. Damar içlerinden bedenine doğru kan kaynıyor, bir süre sonra avuç içlerinden taşıyordu. Ağzının içinde patlıyordu kan parçaları, külleri içinde...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
68,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,73TL
9786052343500
1166867
İki Cami Arasında Aşk - Mihrimah'ın İhaneti
İki Cami Arasında Aşk - Mihrimah'ın İhaneti Mihrimah'ın İhaneti
68.60

Yüreğinin buz bağlamış bağından, sanki günden güne buharlar fışkırıyordu. Damar içlerinden bedenine doğru kan kaynıyor, bir süre sonra avuç içlerinden taşıyordu. Ağzının içinde patlıyordu kan parçaları, külleri içinde kalıyordu. Ruhsuz bedenlerden çekilen her nefes sarkıtlara, dikitlere dönüşüyordu. Külleri batıyor, içindeki yaralar canını acıtıyordu. Her geçen gün bir ateş bekliyordu o karartının içinde yeniden yanması için. Olmuyordu. Saray'ın entrikaları içinde validesinin baskısı altında Rüstem'in kıskançlıklar içindeki hezeyanlarında eriyip tükeniyordu Mihrimah Sultan. Onu tek mutlu eden Sinan'ın bakışlarındaki ateşti. O ateş onu ilk gördüğü günden beri, gözlerinin karasında hep aynı ölçüde yanıp durmuştu. Ateş yayılmış, taşa toprağa can vermişti. Bu umutsuz aşkı taşlara işleyecekti Sinan sonunda. Taşlar yükselecek camilere, köprülere, türbelere, saraylara dönecekti nakış nakış... Camilerin kubbelerinde yüzlerce meneviş parlayacaktı. Ay, güneşinin içinden geçip parlayacaktı minarelerin arasından. Aşk gökyüzünün derinliklerinden, tüm büyüsünü saçarak yağmur gibi yağacaktı.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786052343500
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
160
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Yüreğinin buz bağlamış bağından, sanki günden güne buharlar fışkırıyordu. Damar içlerinden bedenine doğru kan kaynıyor, bir süre sonra avuç içlerinden taşıyordu. Ağzının içinde patlıyordu kan parçaları, külleri içinde kalıyordu. Ruhsuz bedenlerden çekilen her nefes sarkıtlara, dikitlere dönüşüyordu. Külleri batıyor, içindeki yaralar canını acıtıyordu. Her geçen gün bir ateş bekliyordu o karartının içinde yeniden yanması için. Olmuyordu. Saray'ın entrikaları içinde validesinin baskısı altında Rüstem'in kıskançlıklar içindeki hezeyanlarında eriyip tükeniyordu Mihrimah Sultan. Onu tek mutlu eden Sinan'ın bakışlarındaki ateşti. O ateş onu ilk gördüğü günden beri, gözlerinin karasında hep aynı ölçüde yanıp durmuştu. Ateş yayılmış, taşa toprağa can vermişti. Bu umutsuz aşkı taşlara işleyecekti Sinan sonunda. Taşlar yükselecek camilere, köprülere, türbelere, saraylara dönecekti nakış nakış... Camilerin kubbelerinde yüzlerce meneviş parlayacaktı. Ay, güneşinin içinden geçip parlayacaktı minarelerin arasından. Aşk gökyüzünün derinliklerinden, tüm büyüsünü saçarak yağmur gibi yağacaktı.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat