Kumru Yuvası Asalet Salgınoğlu

Kumru Yuvası

Sokak aralarındaki soğuk çeşmeler gibiydi hayatım. Faytonların önünde dili dışarıda, dört nala koşan atın yelesi gibi rüzgâra saldım tüm kederimi; savrulsun diye.Kendi kendime öğrendiğim bir şey var. Çaresizlikte bulduğum bir...
9786257131476
1129995
Kumru Yuvası
Kumru Yuvası
21.00

Sokak aralarındaki soğuk çeşmeler gibiydi hayatım. Faytonların önünde dili dışarıda, dört nala koşan atın yelesi gibi rüzgâra saldım tüm kederimi; savrulsun diye.
Kendi kendime öğrendiğim bir şey var. Çaresizlikte bulduğum bir yol... Beni mutsuz eden, her şeyden yüzümü çeviremesem de gönlümü çeviriyorum. Gönlü görmezse, gözü de görmüyor insanın. Dolayısıyla nasıl bir ferahlık, anlatamam.
Hayatın sırtınıza yüklediği küfeyi bir ucundan tutmak gibi… Eski konağa geri dönmüş gibi... Kumru yuvasının kenarında kollarımı bağlayıp şehre tepeden bakar gibi...
Ahh eski konak! Sen hiç bağlama kollarını, hep aç ve kucakla beni.
Bir kumru kadar yerim olsa da onunki çalı çırpıdan, benimki eski tahtalardan… Bahçedeki tarihî çeşme gibi akıp geçse de yıllar, ömrümü senden uzağa atma!
At arabalarının gelip geçtiği, atların nal seslerinin yankılandığı Osmanlı kokan sokak aralarında kaybet beni. Söz, kimse duymaz sesimi. Bir tek Paşam Sultan bilir yerimi. O da bir tek rüyalarıma gelir, bir de dualarıma…



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257131476
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Sokak aralarındaki soğuk çeşmeler gibiydi hayatım. Faytonların önünde dili dışarıda, dört nala koşan atın yelesi gibi rüzgâra saldım tüm kederimi; savrulsun diye.
Kendi kendime öğrendiğim bir şey var. Çaresizlikte bulduğum bir yol... Beni mutsuz eden, her şeyden yüzümü çeviremesem de gönlümü çeviriyorum. Gönlü görmezse, gözü de görmüyor insanın. Dolayısıyla nasıl bir ferahlık, anlatamam.
Hayatın sırtınıza yüklediği küfeyi bir ucundan tutmak gibi… Eski konağa geri dönmüş gibi... Kumru yuvasının kenarında kollarımı bağlayıp şehre tepeden bakar gibi...
Ahh eski konak! Sen hiç bağlama kollarını, hep aç ve kucakla beni.
Bir kumru kadar yerim olsa da onunki çalı çırpıdan, benimki eski tahtalardan… Bahçedeki tarihî çeşme gibi akıp geçse de yıllar, ömrümü senden uzağa atma!
At arabalarının gelip geçtiği, atların nal seslerinin yankılandığı Osmanlı kokan sokak aralarında kaybet beni. Söz, kimse duymaz sesimi. Bir tek Paşam Sultan bilir yerimi. O da bir tek rüyalarıma gelir, bir de dualarıma…



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat