Geç Kaldım-Mavi Şiirler
Emekli Eğitim Emekçisiyim.
Değişik öğretim basamaklarında 29 yıl öğretmenlik yaptım.
1973 yılından beri de yazıyorum. Terel gazetelerde güncel konular üzerinde başlayan yazı yaşamımı dergilerde, gazetelerin okur köşelerinde, internet sitelerinde aralıklarla sürdürdüm.
Yazılarım güncel ve yakıcı konuları içerir. Olayları kemalist bir açıdan incelerim. Son yirmi yıldan beri şiir ve müzik denemeleri de yapıyorum. Bu şiirler, duygu, gözlem ve özlemlerimi anlatma çabasından doğan ürünlerdir. Kendime şair diyemem. Nice şaire haksızlık olur. Şairim, diye geçinenleri de yadırgarım. Bence, yazılanların şiir, kişilerin şair olup olmadığına sadece okurlar karar verebilir. Birilerinin öznel övgüsü ve desteğiyle ünlenenlere de şair denemez. O yüzden şairim diye geçinen on binlerce insanın şairler arasında adları bile geçmez.
Birkaç şarkı sözü dışında, ‘çöküntü' adını verdiğim şiir ilk denememdi. Çöküntü, beğendiğim bir şiir olmuştu. Bilgisayarım çöktü. Silinip gitti. Üç yıl sonra belleğimde kalan dizeleri yeniden yazmak istedim. Önceki kadar güzel imgelere, duygu yoğunluğuna, şiirsel anlatıma ulaşamadım.
Ancak, bu deneyim şiir yazma isteğimi yeniden kamçıladı. İlgilendiğiniz şey, zamanla sevdiğiniz şey oluveriyor.
Bir makalede, nesnel olmak zorundasınız. Öykü, roman gibi yazınsal sanatlarda da nesneleri, kişileri ve olayları betimlemek için; gerçekliklere dayanmak gerekir. Ancak; şiirde, resimde ve müzikte öznellik çok daha öndedir. Duygulara, imgelere, yeteneğe bağlı ve oldukça özgür bir yaratım ortamı vardır. Abartın, küçültün, yok sayın, kırın, dökün, eğin, bükün… Kısaca becerebilirseniz dünyayı yeniden yaratın.
Tüm evren bir dizeye sığabilir, tek hücreli bir canlı en büyük yaratıcı güç olabilir. Her şey sizin elinizde. Nasıl isterseniz öyle olur.
Bu kitapta evren, yaşam, doğa, insan, sevgi ve Atatürk konularında dizeler bulacaksınız. Politik, toplumsal taşlamalar ve birkaç tane şarkı sözü de var. Alışılmış bazı kalıpları zorlamış olduğumu; ya da modası geçmiş didaktik denemeler yaptığımı düşünenler de olabilir. Onların bu durumu özgürlük anlayışımın doğal bir sonucu olarak yorumlamalarını umuyor ve diliyorum.
ALTAN ARISOY
(Tanıtım Bülteninden)
Emekli Eğitim Emekçisiyim.
Değişik öğretim basamaklarında 29 yıl öğretmenlik yaptım.
1973 yılından beri de yazıyorum. Terel gazetelerde güncel konular üzerinde başlayan yazı yaşamımı dergilerde, gazetelerin okur köşelerinde, internet sitelerinde aralıklarla sürdürdüm.
Yazılarım güncel ve yakıcı konuları içerir. Olayları kemalist bir açıdan incelerim. Son yirmi yıldan beri şiir ve müzik denemeleri de yapıyorum. Bu şiirler, duygu, gözlem ve özlemlerimi anlatma çabasından doğan ürünlerdir. Kendime şair diyemem. Nice şaire haksızlık olur. Şairim, diye geçinenleri de yadırgarım. Bence, yazılanların şiir, kişilerin şair olup olmadığına sadece okurlar karar verebilir. Birilerinin öznel övgüsü ve desteğiyle ünlenenlere de şair denemez. O yüzden şairim diye geçinen on binlerce insanın şairler arasında adları bile geçmez.
Birkaç şarkı sözü dışında, ‘çöküntü' adını verdiğim şiir ilk denememdi. Çöküntü, beğendiğim bir şiir olmuştu. Bilgisayarım çöktü. Silinip gitti. Üç yıl sonra belleğimde kalan dizeleri yeniden yazmak istedim. Önceki kadar güzel imgelere, duygu yoğunluğuna, şiirsel anlatıma ulaşamadım.
Ancak, bu deneyim şiir yazma isteğimi yeniden kamçıladı. İlgilendiğiniz şey, zamanla sevdiğiniz şey oluveriyor.
Bir makalede, nesnel olmak zorundasınız. Öykü, roman gibi yazınsal sanatlarda da nesneleri, kişileri ve olayları betimlemek için; gerçekliklere dayanmak gerekir. Ancak; şiirde, resimde ve müzikte öznellik çok daha öndedir. Duygulara, imgelere, yeteneğe bağlı ve oldukça özgür bir yaratım ortamı vardır. Abartın, küçültün, yok sayın, kırın, dökün, eğin, bükün… Kısaca becerebilirseniz dünyayı yeniden yaratın.
Tüm evren bir dizeye sığabilir, tek hücreli bir canlı en büyük yaratıcı güç olabilir. Her şey sizin elinizde. Nasıl isterseniz öyle olur.
Bu kitapta evren, yaşam, doğa, insan, sevgi ve Atatürk konularında dizeler bulacaksınız. Politik, toplumsal taşlamalar ve birkaç tane şarkı sözü de var. Alışılmış bazı kalıpları zorlamış olduğumu; ya da modası geçmiş didaktik denemeler yaptığımı düşünenler de olabilir. Onların bu durumu özgürlük anlayışımın doğal bir sonucu olarak yorumlamalarını umuyor ve diliyorum.
ALTAN ARISOY
(Tanıtım Bülteninden)