Narin ile Ali'nin Öyküsü Alim Gürerk

Narin ile Ali'nin Öyküsü

“Karlı bir kış günüydü. Oltu'daki evinde, Ali'nin babası Kasım Efendi ikindi namazını kılmış, kuzinenin yanında hafiften kestiriyordu. Karısı odanın bir tarafında ertesi gün yiyecekleri yemeğin malzemelerini hazırlıyor, bir...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,45TL
9786258420845
1228539
Narin ile Ali'nin Öyküsü
Narin ile Ali'nin Öyküsü
90.00

“Karlı bir kış günüydü. Oltu'daki evinde, Ali'nin babası Kasım Efendi ikindi namazını kılmış, kuzinenin yanında hafiften kestiriyordu. Karısı odanın bir tarafında ertesi gün yiyecekleri yemeğin malzemelerini hazırlıyor, bir taraftan da İstanbul'daki oğlu Ali'yi düşünüyordu. Kızları Çiçek ise yandaki odada sedirin üstüne oturmuş, oya işliyordu. Artık çeyizine bir şeyler daha katmalıydı.

Kasım Efendi rüya görmeye başlamıştı. Bir grup askerin kovaladığı birkaç kişilik Ermeni bir aile, Kasım Efendilerin Oltu'daki evlerinin kapısına dayanmış, içeri girip saklanmak istiyorlardı. Kapıyı açıp onları içeri alıyor, kaçanları soranlara da ‘kimseyi görmedik' diye cevap veriyordu.”…

Narin ile Ali'nin hikâyesi memleketin dört bir yanından başlayıp yurt dışına taşınan, oradan memlekete dönen ve tekrar başka bir memlekete uzanan uzun bir hikâye. Tarihteki anlaşmazlıkları konu edinen, bu anlaşmazlıkların nasıl yok olup sonra tekrar canlandırıldığını ilmek ilmek dokuyan; yüzyıllık bir sorunu kişilerin dünyasına girerek anlayabilmemize olanak tanıyan bir hikâye.

Birbirlerinin duygu dünyasına, kültürlerine, geleneklerine ve alışkanlıklarına çok fazla etkide bulunan toplumların nasıl ayrılamaz olduğunu, bir şekilde nasıl tekrar birleştiklerini anlatan, içimizdeki empatiyi tekrar su yüzüne çıkartan, ötekileştirmenin bir zihin meselesi olduğunu anlatan bir hikâye Narin ve Ali. Bir şarkıda üç kültürü belki de daha fazlasını birleştiriyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786258420845
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe

“Karlı bir kış günüydü. Oltu'daki evinde, Ali'nin babası Kasım Efendi ikindi namazını kılmış, kuzinenin yanında hafiften kestiriyordu. Karısı odanın bir tarafında ertesi gün yiyecekleri yemeğin malzemelerini hazırlıyor, bir taraftan da İstanbul'daki oğlu Ali'yi düşünüyordu. Kızları Çiçek ise yandaki odada sedirin üstüne oturmuş, oya işliyordu. Artık çeyizine bir şeyler daha katmalıydı.

Kasım Efendi rüya görmeye başlamıştı. Bir grup askerin kovaladığı birkaç kişilik Ermeni bir aile, Kasım Efendilerin Oltu'daki evlerinin kapısına dayanmış, içeri girip saklanmak istiyorlardı. Kapıyı açıp onları içeri alıyor, kaçanları soranlara da ‘kimseyi görmedik' diye cevap veriyordu.”…

Narin ile Ali'nin hikâyesi memleketin dört bir yanından başlayıp yurt dışına taşınan, oradan memlekete dönen ve tekrar başka bir memlekete uzanan uzun bir hikâye. Tarihteki anlaşmazlıkları konu edinen, bu anlaşmazlıkların nasıl yok olup sonra tekrar canlandırıldığını ilmek ilmek dokuyan; yüzyıllık bir sorunu kişilerin dünyasına girerek anlayabilmemize olanak tanıyan bir hikâye.

Birbirlerinin duygu dünyasına, kültürlerine, geleneklerine ve alışkanlıklarına çok fazla etkide bulunan toplumların nasıl ayrılamaz olduğunu, bir şekilde nasıl tekrar birleştiklerini anlatan, içimizdeki empatiyi tekrar su yüzüne çıkartan, ötekileştirmenin bir zihin meselesi olduğunu anlatan bir hikâye Narin ve Ali. Bir şarkıda üç kültürü belki de daha fazlasını birleştiriyor.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat