Divaneler Divanı Ali Toker

Divaneler Divanı

Ne kadar çoksa koyunun sürüsü, yeter ona çobanın birisi...Bu dünyada kendi ayaklarınla yürüyeceksin. Bazen yol sana yürüye-cek bazen sen yola... Başkasının ayaklarıyla yol yürünmez. O ayakları bırakdedikleri zaman, sonra kendi...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
77,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 9,80TL
9786054530649
1169007
Divaneler Divanı
Divaneler Divanı
77.00

Ne kadar çoksa koyunun sürüsü, yeter ona çobanın birisi...
Bu dünyada kendi ayaklarınla yürüyeceksin. Bazen yol sana yürüye-
cek bazen sen yola... Başkasının ayaklarıyla yol yürünmez. O ayakları bırak
dedikleri zaman, sonra kendi ayaklarını bulamazsın.
Bu söz orada bulunan herkesin hoşuna gitti ve yüzlerinde bir gülüm-
seme rüzgârı esti. Igor, tekrar yanındakilerle kulaktan kulağa konuştu.
Sonra bana döndü.
Son olarak soruyorum ... Savcı hangi dine mensup ?
Efendim, onu da bilmiyorum. Papaz, Haham, Budist Rahib farket-
miyor... Her milletten insanlarla düşüp kalkan bir adam. Bu kadar zıt in-
sanları bir arada tutan bağlılık ve yapı neydi, orasını ben de anlayamadım.
Sözümün doğruluğunun ispatı da kayıtlara bakarsanız görürsünüz ki beni
bu hastaneye getiren Rafael, bir Yahudidir. Onu da Savcı'nın yanında tanı-
dım. O'da, onun adamıydı Efendim. dedim.
Baştabib Igor'un kafası allak bullak olmuştu. Yanındakilere bakarak
somurttu, sonra birden kahkaha atarak güldü. Diğerleri ise ona tuhaf tuhaf
bakıyorlardı.
Igor, derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı. Son soru... dedi.
İki kelimeyle bize bu adamı anlat desek, ne derdin?
Efendim. Savcı, hayatın tarz verdiği değil, hayata tarz veren biriydi.
Ama onun tarzı buydu.
Yani kısaca şöyle söyleyeyim: Savcı hem camiye hem kiliseye mum
satan bir adamdı.
Bu mecliste ilim irfan güzel şeydir de...
Sen sen ol, cehaleti asla elden bırakma.
Petrop Tımarhanesi...



(Tanıtm Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786054530649
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
254
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe

Ne kadar çoksa koyunun sürüsü, yeter ona çobanın birisi...
Bu dünyada kendi ayaklarınla yürüyeceksin. Bazen yol sana yürüye-
cek bazen sen yola... Başkasının ayaklarıyla yol yürünmez. O ayakları bırak
dedikleri zaman, sonra kendi ayaklarını bulamazsın.
Bu söz orada bulunan herkesin hoşuna gitti ve yüzlerinde bir gülüm-
seme rüzgârı esti. Igor, tekrar yanındakilerle kulaktan kulağa konuştu.
Sonra bana döndü.
Son olarak soruyorum ... Savcı hangi dine mensup ?
Efendim, onu da bilmiyorum. Papaz, Haham, Budist Rahib farket-
miyor... Her milletten insanlarla düşüp kalkan bir adam. Bu kadar zıt in-
sanları bir arada tutan bağlılık ve yapı neydi, orasını ben de anlayamadım.
Sözümün doğruluğunun ispatı da kayıtlara bakarsanız görürsünüz ki beni
bu hastaneye getiren Rafael, bir Yahudidir. Onu da Savcı'nın yanında tanı-
dım. O'da, onun adamıydı Efendim. dedim.
Baştabib Igor'un kafası allak bullak olmuştu. Yanındakilere bakarak
somurttu, sonra birden kahkaha atarak güldü. Diğerleri ise ona tuhaf tuhaf
bakıyorlardı.
Igor, derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı. Son soru... dedi.
İki kelimeyle bize bu adamı anlat desek, ne derdin?
Efendim. Savcı, hayatın tarz verdiği değil, hayata tarz veren biriydi.
Ama onun tarzı buydu.
Yani kısaca şöyle söyleyeyim: Savcı hem camiye hem kiliseye mum
satan bir adamdı.
Bu mecliste ilim irfan güzel şeydir de...
Sen sen ol, cehaleti asla elden bırakma.
Petrop Tımarhanesi...



(Tanıtm Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat