Ali ile Zülfikar - Yerli Eserler Dizisi - 18 Üzeyir Gündüz

Ali ile Zülfikar - Yerli Eserler Dizisi 18

Günün birinde, herkesin Deli Mıstı dediği gönlü güzel bir adamla tanıştım. Adam bana üç oyuncak armağan etti: Çoban sopasından yapılmış bir at, tahtadan yontulmuş çift dilli bir kılıç, kındıra otlarından örülmüş bir de...
Stokta var
Kargo Ücreti: 45,00 TL
indirimli
68,60TL
Taksitli fiyat: 9 x 8,73TL
9789944713993
1085905
Ali ile Zülfikar - Yerli Eserler Dizisi 18
Ali ile Zülfikar - Yerli Eserler Dizisi 18
68.60


Günün birinde, herkesin Deli Mıstı dediği gönlü güzel bir adamla tanıştım. Adam bana üç oyuncak armağan etti: Çoban sopasından yapılmış bir at, tahtadan yontulmuş çift dilli bir kılıç, kındıra otlarından örülmüş bir de miğfer.


Atımın adı Düldül, kılıcımın adı Zülfikâr'dı. Her ikisinin de tarihin derinliklerinden gelen efsanevî birer hikayesi vardı.


Düldülü'me binip Zülfikâr'ımı kuşandığımda, içimde bir cesaret fırtınası kopuyordu. Deli Mıstı'ya sorduğumda, bunun kendi elleriyle Zülfikâr'ın üzerine kazıdığı şu tılsımlı yazının gücüyle ilgili olduğunu söylüyordu:


“Lâ fetâ illâ Ali ve lâ Seyfe illâ Zülfikâr”


(Ali'nin üstüne yiğit, Zülfikâr'ın üstüne kılıç yoktur).


Garip bir duygu, ama ona bütün kalbimle inanmıştım.



(Tanıtım Bülteninden)


Kitabın Özellikleri
Hamur Tipi:
1. Hamur
Stok Kodu:
9789944713993
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe


Günün birinde, herkesin Deli Mıstı dediği gönlü güzel bir adamla tanıştım. Adam bana üç oyuncak armağan etti: Çoban sopasından yapılmış bir at, tahtadan yontulmuş çift dilli bir kılıç, kındıra otlarından örülmüş bir de miğfer.


Atımın adı Düldül, kılıcımın adı Zülfikâr'dı. Her ikisinin de tarihin derinliklerinden gelen efsanevî birer hikayesi vardı.


Düldülü'me binip Zülfikâr'ımı kuşandığımda, içimde bir cesaret fırtınası kopuyordu. Deli Mıstı'ya sorduğumda, bunun kendi elleriyle Zülfikâr'ın üzerine kazıdığı şu tılsımlı yazının gücüyle ilgili olduğunu söylüyordu:


“Lâ fetâ illâ Ali ve lâ Seyfe illâ Zülfikâr”


(Ali'nin üstüne yiğit, Zülfikâr'ın üstüne kılıç yoktur).


Garip bir duygu, ama ona bütün kalbimle inanmıştım.



(Tanıtım Bülteninden)


Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat