Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi Samuel Fleischacker

Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi

Modern anlamda dağıtıcı adalet, devletin herkesin ihtiyaçlarını sağlayacak maddi imkânları belirli düzeyde garanti etmesi anlamına geliyor. Samuel Fleischacker, yoksullara yardımın son iki yüzyıl içerisinde gelişen modern bir düşünce...
9786055302191
1114186
Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi
Dağıtıcı Adaletin Kısa Tarihi
14.59

Modern anlamda dağıtıcı adalet, devletin herkesin ihtiyaçlarını sağlayacak maddi imkânları belirli düzeyde garanti etmesi anlamına geliyor. Samuel Fleischacker, yoksullara yardımın son iki yüzyıl içerisinde gelişen modern bir düşünce olduğunu savunuyor. Aristoteles'inki de dâhil olmak üzere erken dönem adalet kavramları, mülkiyetin değil siyasi mevkilerin dağıtımı ile ilgiliydi. Adaletin fakirlik sorunu ile ilgilenmesi için 18. yüzyılı, Adam Smith ve Immanuel Kant gibi filozofların çalışmalarını beklemek gerekti.

Bu yüzden de dağıtıcı adalete daha uzun bir köken atfetmek sadaka ile adalet arasındaki farkı karıştırmamıza neden olur. Fleischacker buradan yola çıkarak, refah devletinin tarihi gelişiminin bu ilkeler etrafında nasıl da yanlış anlatıldığını açıklıyor. Örneğin sosyalistler sıkça modern ekonomilerin antik eşitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiğinden dem vururlar. Serbest piyasa savunucuları bu görüşe katılır, ancak şüphecilik ve sosyal-bilimsel kesinliğin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da; adaletin, mümkünse, herkesin sefaletten kurtulması gerektiği mevcut varsayımımızdan kaynaklı olan kademeli düşünüş değişimini gözden kaçırır. Fleischacker antik dönem, ortaçağ ve modern siyaset felsefesindeki önemli metinleri inceleyerek bize dağıtıcı adaletin modern anlamına nasıl ulaştığını gösteriyor.

Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786055302191
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
261
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Çeviren:
Eylem Yolsal Murteza
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
A Short History of Distributive Justice

Modern anlamda dağıtıcı adalet, devletin herkesin ihtiyaçlarını sağlayacak maddi imkânları belirli düzeyde garanti etmesi anlamına geliyor. Samuel Fleischacker, yoksullara yardımın son iki yüzyıl içerisinde gelişen modern bir düşünce olduğunu savunuyor. Aristoteles'inki de dâhil olmak üzere erken dönem adalet kavramları, mülkiyetin değil siyasi mevkilerin dağıtımı ile ilgiliydi. Adaletin fakirlik sorunu ile ilgilenmesi için 18. yüzyılı, Adam Smith ve Immanuel Kant gibi filozofların çalışmalarını beklemek gerekti.

Bu yüzden de dağıtıcı adalete daha uzun bir köken atfetmek sadaka ile adalet arasındaki farkı karıştırmamıza neden olur. Fleischacker buradan yola çıkarak, refah devletinin tarihi gelişiminin bu ilkeler etrafında nasıl da yanlış anlatıldığını açıklıyor. Örneğin sosyalistler sıkça modern ekonomilerin antik eşitlik idealini ve sosyal adaleti mahvettiğinden dem vururlar. Serbest piyasa savunucuları bu görüşe katılır, ancak şüphecilik ve sosyal-bilimsel kesinliğin bariz zaferini takdir ederler. Ne var ki her iki yorum da; adaletin, mümkünse, herkesin sefaletten kurtulması gerektiği mevcut varsayımımızdan kaynaklı olan kademeli düşünüş değişimini gözden kaçırır. Fleischacker antik dönem, ortaçağ ve modern siyaset felsefesindeki önemli metinleri inceleyerek bize dağıtıcı adaletin modern anlamına nasıl ulaştığını gösteriyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat