Kitap gerçekten çok mu pahalı?

Kitaplar ve Sigaralar George Orwell’ın kendi hayatından kesitler taşıyan hatırat tadında denemelerinden oluşuyor. Sahaflık ve kitap eleştirmenliği yaptığı dönemlere ait gözlemlerini, kimi zaman eleştirmenliğin çelişkilerini, kimi zaman da okurların anlamsız istek ve davranışlarını yererek ortaya koyuyor. Derin gözlem yeteneğini sade bir üslupla birleştiren George Orwell yazar, eleştirmen ve okurun o günün şartlarında bir profilini çıkarıyor.

 

 

Daha çok Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört isimli kitaplarıyla tanınan Orwell’ın yedi denemesinden oluşan Kitaplar ve Sigaralar, “Ne Yıllar” isimli denemesiyle çocukluk (okul) yıllarına genişçe yer ayırıyor. Zengin aile çocuklarına yapılan kayırmacılık, fakir aile çocuklarının okul idarecileri tarafından haksızlığa uğraması, formasyon yetersizliğinden kaynaklı yanlış uygulamalar. Daha okula (St Cyprian’s) başladığının ilk günlerinde yatağını ıslatmasına karşı okul idaresinin, tamamen kendi iradesi dışında gelişen bu eylemi dayakla cezalandırması vb. olumsuzlukların bir çocuk üzerinde oluşturabileceği bedensel ve ruhsal tahribatlara dikkat çekiyor. “Üstünde bir iradem, ona dair bir bilincim yoktu. Aslını söylemek gerekirse, eylemi yapmıyordunuz: Yalnızca uyanıyor ve çarşafların sırılsıklam olduğunu fark ediyordunuz. Biliyorum ki, yatak ıslatmak birincisi fenaydı, ikincisi kontrolümün dışındaydı. İkinci gerçeğin farkındaydım, birinci gerçeğiyse sorgulamamıştım. Bu yüzden işlediğini bilmeden, işlemek istemeden ve engelleme şansın olmadan bir günah işlemek mümkündü. Günah, işlediğin bir şey olmak zorunda değildi; başına gelen bir şey de olabilirdi.”  Okul yıllarını benzeri olaylardan ötürü çok da iyi anılarla hatırlamayacaktır. “Çocukluğu hakkında yazan herkesin durumu abartmaktan ve kendine acımaktan kaçınması gerekir. İşkence çektiğimi ya da St Cyprian’s’ın bir çeşit Dotheboys Hall olduğunu öne sürmüyorum. Fakat anılarımın büyük oranda tiksintiyle dolu olduğunu yazmazsam, kendi anılarımı tahrif etmiş sayılırım.”

Bir dönem Fransa’da bir hastanede kaldığında özellikle yoksullara yapılan kötü muamelelerden bahsettiği, hayatın her alanında karşılaşabileceğimiz sosyal adaletsizlikleri, bu kadar da olmaz dedirtecek gözlemlerini bulacaksınız.

 

İlk denemenin isminden mülhem Kitaplar ve Sigaralar olmuş kitabın adı. Kitabın adı okuru yanıltabilir ya da ben de olduğu gibi sigaralar konusunda beklenenin aksine bir yazıyla karşılaşılabilir. İşin açıkcası sigaralar ve kitapların birlikteliğinden dem vurulacak bir kitap bekliyordum. Nitekim kapakta da fazlasıyla bu vurgulanmış. Halbuki sigara sadece, kitabın sanıldığı gibi aslında pahalılık noktasında ulaşılması zor bir nesne olmadığı, tütüne harcanan paranın kitaba harcanandan çok daha fazla olabileceğini karşılaştırmak maksatlı kullanılmış. Bu karşılaştırmayı yaparken Orwell bunun nesnel değil öznel bir değerlendirme olduğunu da belirtiyor. Bu noktada gerek kapaktaki vurgunun gerekse kitap isminin bende hayal kırıklığı yarattığını söylemeliyim.

 "Ancak şayet tahminlerim doğruya biraz olsun yaklaşıyorsa bile bu, neredeyse yüzde yüzü okuryazar olan ve ortalama insanın sigaraya bir Hint köylüsünün tüm geçimi için sahip olduğundan daha fazla para harcadığı bir ülke için gurur duyulası bir tablo değil. Ve kitap tüketimimiz bu kadar düşük olmaya devam ederse, en azından bunun nedeninin kitapların satın alındıkları ya da ödünç alındıklarında çok pahalı olmalarında değil okumanın köpeklere, sinemaya ya da pub'a gitmekten daha az heyecan verici bir meşgale olmasında yattığını itiraf edelim."

 

Özellikle okurların ya da kitabevlerine gelen insanların (aslında bu ifade çok daha doğru olur, çünkü bu kısmı okuduğunuzda siz de göreceksiniz ki kitabevlerine gelen herkes aslında okur değil) tahlillerini yaptığı “Kitapçı Anıları” denemesini yıllardır bu işi yapmış biri olarak büyük bir keyifle ve hemen her karakterin benzeri tanıdığım kişiyi   hayalimde canlandırarak okudum.

 

"Sahafta çalışırken -eğer sahafta çalışmıyorsanız bu mekanı kafanızda çekici yaşlı beyefendilerin uçsuz bucaksız deri ciltli kitap sayfalarının arasında gezindiği bir tür cennet olarak canlandırmanız ne kadar da kolay- beni en çok etkileyen şey gerçek kitapseverlerin az bulunurluğu olmuştu. İlk baskı züppeleri, edebiyat sevdalılarından daha fazlaydı; ucuz ders kitapları için pazarlık yapan doğulu öğrenciler onlardan da çoktu; ama en çok yeğenleri için doğum günü hediyesi arayan kafası karışık kadınlar geliyordu. Örneğin 1897'de çok hoş bir kitap okumuş olan, kendisi için o kitabın bir nüshasını bulup bulamayacağınızı soran sevgili yaşlı hanımefendi. Ne yazık ki kitabın adını ya da yazarını hatırlamıyor, tıpkı hangi konuyla ilgili olduğunu da hatırlamadığı gibi; fakat kırmızı bir kapağının olduğunu unutmamış."

Dikkat çekici bir diğer denemesinde de kitap eleştirmenliğinin mesleki olarak içindeki çelişik durumunu da ironik bir dille eleştirmektedir. “Eleştirmen ne kadar bıkkın olursa olsun, mesleki açıdan kitaplarala ilgilidir ve her yıl çıkan binlercesinin arasında muhtemelen elli ya da yüz kitap hakkında zevkle yazabilir. Eğer mesleğinin erbabıysa bu kitapların on ya da belki yirmisini bulabilir, ancak daha büyük olasılıkla ancak iki ya da üçünü bulabilecektir. İşinin geri kalanı, eleştirir ya da yererken ne kadar dürüst olursa olsun özünde palavradır.

 

Bu mesele o günlerden bugünlere pek değişmeden gelmiş olmalı. O gün bundan rahatsız olan Orwell bugün kitap dergilerindeki ve gazete kitap eklerindeki eleştirmenleri görseydi çok bir şeyin değişmediğini hatta daha da dürüstlükten uzaklaşıldığını görecekti. Edebiyat ödüllerinde jüri üyeliği yapan büyük yazarlarımızın(!) bu köşelerinde (muhtemelen kendi kitaplarını tanıtmaya kadar vardıramadığı için) yayıncısının kitaplarını eleştiriye tabi tutması (övmesi), en az iki yazısından birinde sahip olduğu yayınevinin kitaplarını öve öve bitiremeyen kelli felli yazarlarımızın hakkında bilmem ne düşünürdü acaba? İllaki kişi yayınladığı bir kitabı savunamayacaksa, kalitesine güvenmiyorsa neden yayınlasın denilebilir. Fakat bir şekilde ele geçirdikleri bu köşeleri kendi ticaretleri için reklam aracı olarak kulanmamaları gerktiğini düşünüyorum.

Daha önce de belirttiğim üzere yedi denemeden oluşan kitabı keyifle okuyacağınızı, ufuk açıcı değerlendirmeler ve tespitler bulacağınızı umuyorum.

 Kitap tanıtım: Ç.Ş.

Kapat