Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm Arif Arslan

Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm

İnsan, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Şeytanla randevusu da başlıyor. Resul-i Ekrem tarafından belirtildiğine göre Şeytan, daha doğarken insana dokunmakta ve musallat olup ağlatmaktadır: "Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın...
9786055492342
1189355
Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm
Pusudaki Düşman Şeytan ve Satanizm
11.02

İnsan, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Şeytanla randevusu da başlıyor. Resul-i Ekrem tarafından belirtildiğine göre Şeytan, daha doğarken insana dokunmakta ve musallat olup ağlatmaktadır:

"Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur..."(1)

Hemen her insana, çocukluk çağında, cinlerin ve şeytanların çocukları arkadaşlık etmekte, gençliğinde kötülüklere sürüklemekte, yaşlılığında sinirli, asabi ve çekilmez olması için ellerinden geleni yapmakta, ümitsiz ve isyancı olması için bütün gücüyle çalışmaktadırlar.

Bu demektir ki insan, kendi işinde, gücünde çalışıp didinirken onu sürekli takip eden, boşluklarını arayan pusuya yatmış bir şeytan var ve sürekli saptırmaya, yanıltmaya ve aldatmaya çalışmaktadır...

Pusudaki düşman, hemen herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk şey: Şeytan! Çünkü şeytan, görünmeyen, bilinmeyen ve insanların sürekli gözlerini boyayıp aldatan, yollarına pusu kurup, sapıtacağı anı gözleyen ve kendisini çok iyi gizleyen, insanın baş ve ezeli düşmanıdır...

Şeytan kartlarını gizler ve hiçbir zaman açık oynamaz. Oyunda sürekli hile yapar ve fark edinceye kadar da insanı kayba sürükler, kendisi bir şey kazanmasa da insanı kaybettirmekten büyük zevk alır.

Şeytanı tanımak, insanın onun tuzaklarından ve oyunlarından haberdar olması demektir. Şeytanı bu şekilde erken teşhis yöntemiyle tanıyan insan, kısmen de olsa oyun ve hilelerinden korunmuş olur...

Bu amansız düşmanı tanımak için bu kitabı okumanız yeterli olacaktır sanırım...

Şeytan, pusudaki düşmanımız olarak bizi, bizden çok iyi bilir ve tanır. Bize karşı kullanabileceği bütün zaaf ve zayıf yönlerimizi, açıklarımızı çok iyi bilir. Hiçbir zaman kendi gerçek kimliği ile karşımıza çıkmaz. Bazen kadın, bazen erkek, bazen çocuk, bazen büyük, bazen öğrenci, bazen öğretmen, bazen âlim, bazen zalim, bazen şeyh, bazen veli, bazen peygamber, bazen usta, bazen çırak, bazen en tepede, bazen de en altta birini temsilen karşımıza çıkar ama asla belli etmez...

Siz onu fark edinceye kadar o, görevini yapar ve işini bitirir. Genellikle işlerinde insanları kullanır ve özellikle şımarmaya, kibirlenmeye, hükmetmeye veya sefih, zaaflarına düşkün, serkeşliğe yatkın insanları kullanır. Kadın, para, makam, şöhret, şehvet ve korku en sevdikleri arasındadır. Hatta şu anda dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi kadınları kullanmayı çok sever ve onları oltasına yem olarak takıp istediğini kolayca avlar. Keza parayı seven insanları çok kolay kullanır ve o tür kimselere en küçükten en büyüğe manevi değeri olan her şeyi, hatta ülkesini bile sattırır. Kabahat ve kusur kabul etmez, hatta onların kişisel hak ve özgürlükleri olduğunu savunur, savundurur...

Kısacası şeytan, tamamen gizlenmiş olarak sürekli pusudadır ve orada ağını kurup düşecek sinekleri, böcekleri bekleyen örümcekler gibi, tam 24 saat, gözünü kırpmadan bekler...

Bu kitapta daha neler olduğunu görmek için ise kapağını aralayıp "içindekiler" bölümüne bakmanız yeterli olacaktır...



Sayfa Sayısı: 336

Baskı Yılı: 2011


Dili: Türkçe
Yayınevi: Onikinci Kitap
Kitabın Özellikleri
Stok Kodu:
9786055492342
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
Kategoriler:

İnsan, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Şeytanla randevusu da başlıyor. Resul-i Ekrem tarafından belirtildiğine göre Şeytan, daha doğarken insana dokunmakta ve musallat olup ağlatmaktadır:

"Âdemoğlundan doğduğu vakit, şeytanın dürtüp de ağlatmadığı kimse yoktur..."(1)

Hemen her insana, çocukluk çağında, cinlerin ve şeytanların çocukları arkadaşlık etmekte, gençliğinde kötülüklere sürüklemekte, yaşlılığında sinirli, asabi ve çekilmez olması için ellerinden geleni yapmakta, ümitsiz ve isyancı olması için bütün gücüyle çalışmaktadırlar.

Bu demektir ki insan, kendi işinde, gücünde çalışıp didinirken onu sürekli takip eden, boşluklarını arayan pusuya yatmış bir şeytan var ve sürekli saptırmaya, yanıltmaya ve aldatmaya çalışmaktadır...

Pusudaki düşman, hemen herkesin hiç düşünmeden aklına gelen ilk şey: Şeytan! Çünkü şeytan, görünmeyen, bilinmeyen ve insanların sürekli gözlerini boyayıp aldatan, yollarına pusu kurup, sapıtacağı anı gözleyen ve kendisini çok iyi gizleyen, insanın baş ve ezeli düşmanıdır...

Şeytan kartlarını gizler ve hiçbir zaman açık oynamaz. Oyunda sürekli hile yapar ve fark edinceye kadar da insanı kayba sürükler, kendisi bir şey kazanmasa da insanı kaybettirmekten büyük zevk alır.

Şeytanı tanımak, insanın onun tuzaklarından ve oyunlarından haberdar olması demektir. Şeytanı bu şekilde erken teşhis yöntemiyle tanıyan insan, kısmen de olsa oyun ve hilelerinden korunmuş olur...

Bu amansız düşmanı tanımak için bu kitabı okumanız yeterli olacaktır sanırım...

Şeytan, pusudaki düşmanımız olarak bizi, bizden çok iyi bilir ve tanır. Bize karşı kullanabileceği bütün zaaf ve zayıf yönlerimizi, açıklarımızı çok iyi bilir. Hiçbir zaman kendi gerçek kimliği ile karşımıza çıkmaz. Bazen kadın, bazen erkek, bazen çocuk, bazen büyük, bazen öğrenci, bazen öğretmen, bazen âlim, bazen zalim, bazen şeyh, bazen veli, bazen peygamber, bazen usta, bazen çırak, bazen en tepede, bazen de en altta birini temsilen karşımıza çıkar ama asla belli etmez...

Siz onu fark edinceye kadar o, görevini yapar ve işini bitirir. Genellikle işlerinde insanları kullanır ve özellikle şımarmaya, kibirlenmeye, hükmetmeye veya sefih, zaaflarına düşkün, serkeşliğe yatkın insanları kullanır. Kadın, para, makam, şöhret, şehvet ve korku en sevdikleri arasındadır. Hatta şu anda dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi kadınları kullanmayı çok sever ve onları oltasına yem olarak takıp istediğini kolayca avlar. Keza parayı seven insanları çok kolay kullanır ve o tür kimselere en küçükten en büyüğe manevi değeri olan her şeyi, hatta ülkesini bile sattırır. Kabahat ve kusur kabul etmez, hatta onların kişisel hak ve özgürlükleri olduğunu savunur, savundurur...

Kısacası şeytan, tamamen gizlenmiş olarak sürekli pusudadır ve orada ağını kurup düşecek sinekleri, böcekleri bekleyen örümcekler gibi, tam 24 saat, gözünü kırpmadan bekler...

Bu kitapta daha neler olduğunu görmek için ise kapağını aralayıp "içindekiler" bölümüne bakmanız yeterli olacaktır...



Sayfa Sayısı: 336

Baskı Yılı: 2011


Dili: Türkçe
Yayınevi: Onikinci Kitap
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat